22 Mart 2012 Perşembe

Kızlar Vampir Sever...

Malumunuz, vampir konusuyla popüler olan üç dizi/film var şimdilerde.

Konu klasik: bir kız, iki erkek ve ezeli rekabet… Esas kız, esas oğlanı sever esasında, amma velakin diğer çocuğa da gönlü kayar gibi olur kafasının karışık olduğu anlarda falan filan.

Alacakaranlık, Vampir Günlükleri ve True Blood. Film ya da dizi. Hedef kitleleri farklı olsa da aynı yoldan ilerleyen yapımlar.


Benim anlam veremediğim, esas kız ile esas oğlanın rollerini gerçek hayata taşımalarındaki ısrar… Her üçünde de üstelik. Alacakaranlık’ta Bella ile Edward, Vampir Günlükleri’nde Damon ile Elena ve True Blood’da da Sookie ile Bill. Sonuncu çift, kalktı evlendi; birliktelik yetmezmiş gibi…


Nasıl bir tesadüf bu? Yeni bir pazarlama taktiği falan mı? Yapım sürdükçe, millet sizi sevgili bilsin, çekimler bitince ayrılık haberlerinizi servis ederiz türü bir şey mi? Olabilir mi? Yoksa kızlarımız gerçekten vampir mi seviyor?

6 Mart 2012 Salı

aşka son şans...


Dustin Hoffman ve Emma Thompson’ın paslaşmasıyla alıp götüren  bir film.
Aman aman bir senaryosu yok. Zaten abartısız ve yalın oyunculuk gösterisi için izlenmeyi hak ediyor.
Daha çok hayat muhasebesi yapacak yaşlarda olanlara hitap ettiği söylenebilir. Kaçırdıklarınız ve yaptıklarınızla vardığınız noktaya ilişkin sorgularken bulabilirsiniz kendinizi.

Başlarda kaybedenler kulübünün üyeleri gibi gelse de karakterler, sonunda umut vaat etmiyor da değil hani. Ne de olsa Hollywood yapımından bahsediyoruz... Yıllardır dünyayı kurtarmayı alışkanlık edinmişler, kalkıp bir kadın ile bir erkekten ümitlerini kesecek değiller ya. Keza öyle de oluyor.

Yine de öyle bir oyunculuk var ki... Yüzdeki ifadeler ve bakışlar kelimeleri aratmıyor.

Huzurlu, hafif ve sakin bir film.

Teknoloji harikalarından yorulup, insani bir filme sığınmak istediğinizde bakın derim.