2 Mayıs 2012 Çarşamba

Bir adamı çok sevdiiiimm Hi LiLi, Hi Lo

Bu kez eski bir filmden bahsedeceğim. Hani şu eskimeyip klasik olanlardan(nereden duydum ben bu ifadeyi). Tabii benim için(ya kim için olacaktı)… Çocukluğunuz benim gibi TRT’nin tek kanallı dönemine denk geldiyse, siz de kuklalara kilitlenen bir dönem yaşamışsınızdır muhakkak(yok sen ilk ve tektin). Ne de olsa Muppet Show çocuklarıyız(öyle miyiz). Bayan Piggy’nin kaprislerinden bunalan Kermit’in çırpınışlarını, içiniz burkularak izlemediniz mi hiç(tınmadım bile diyenler buraya)? Yardım etmek istemenize rağmen, elinizden bir şey gelmediği için Bayan Piggy’e diş bilemenin ne demek olduğunu bilir misiniz? Ben bilirim(burada sağlam bir arabesk girer)! Ama onlardan bahsetmeyeceğim şimdi(eee boşuna mı okuduk). Bahsedeceğim film, yine kuklalarıyla ilgimi çekmişti de ondan bu girizgah(pes!).



Lili, 1953 yapımı bir film(başlangıç, pek bir didaktik oldu ya, hadi hayırlısı). İlk TRT’de rastlamıştım yine(çok etkisinde kalmışsın çoook TRT'nin). Ve kuklalar nedeniyle gözümü alamamıştım( ). (eee, burada iç ses yok mu). Onda da Bayan Piggy gibi yıldız bir kukla vardı. Ama daha insancıldı(bak seeen). Sarışın, bukleli saçlı, parlak ayakkabılı ve kabarık etekli bir elbisesi vardı(kabarık etek ve kız çocuğu, anlıyoruuum). Marguerite’nin kendi gibi arkadaşları da vardı(çekici hatun vesselam, yalnız kalması düşünülemez). Havuç Kafa, Dev Goal ve Kurt Reynaldo (bu hatun arkadaş seçmeyi bilmiyor, söylemedi deme bak). Bir de onları oynatan kuklacı: Mel Ferrer(aha!). İlk izlediğimde, kuklalarla konuşan kızı ağlattığı için ne kızmıştım O’na(burnuma bir koku geliyooor, geliyooor). Kuklalarla konuşan kız da Leslie Caron (güzel kız, o adam bakmaz sana).

Daha çok 'Hi Lili, Hi Lo' şarkısıyla meşhur(biliyorum). Duyduğunuzda, bir yerlerdentanıdık gelir muhakkak(biliyoruz dedik ya). Hatta eşlik etme isteği uyandırır(tamam, anladık). Hiç değilse nakaratına(sen beni dinliyor musun?).
http://www.youtube.com/watch?v=6yjatYPuVr4&feature=related

Çocukluğumu hatırlattığı için mi severim bu filmi; yoksa naif bir aşk öyküsünü barındırdığı için mi karar vermek zor(ayak yapma bize şimdi). Sanırım ikisinden de(hah şöyle, yola gel)… Çünkü ilk gençlik yıllarımda (yaşlılık diyemeyenler gençliğini ilk, orta, orta sonrası vs. diye adlandırır durur) bir kez daha rastladığımda, bu kez kuklalardan ziyade, aşk öyküsünün farkına varmıştım(demeee). Hatta kızdığım Mel Ferrer’a bu kez vurulmuştum(Allah Allah). Kabul ediyorum, yufka yürekliyim. Kıza yardım eden iyi adam rolüne kayıtsız kalamadım...



Gerçi biraz farklı bir görüntüsü vardır Mel’in(samimiyetine kurban). Hatta filmde, etrafında adeta bir aura vardır(oooho, bu gidişat iyi değil). Oyunculuk da döktürmüyor aslında(döküüül, dökül bakalım). Şablonvari hareketler sanki(yuh yani, sattın adamı iki dakikada). Ama gönül işte, sevince görmüyorsunuz tüm bunları(o adam da sana yüz verirse, ben de bir şey bilmiyorum)… Bir de mutlu son var filmde(ben dedim, bu gidişat iyi değil diye). Toyuz. Mutlu bitmeyen sonları boykot ediyor bünye, o vakitler(hey gidi günler heeey). Haliyle, senaryonun etkisiyle de olsa büyük aşk yaşıyorum(platonizm zim zim zim)

Şimdi internet icat oldu mertlik bozuldu ya(evet). Bambaşka bir film ararken önüme çıktı bir kez daha Lili(bıraaak, dönerse senindir edebiyatına girmesek…). Eski aşk tabii, kayıtsız kalamadım(tabiiii, tabii, yerden göğe kadar haklısın). Oturdum, bir kez daha izledim(oturmak iyi fikir). Tebessümle ve Hi Lili, Hi Lo şarkısını söyleyerek(ay ne romantiiiiik).

Bugünün filmlerindeki o katılıktan uzak, çocuksu, naif bir film(hı hı). Biterken nasıl bir hafiflik hissi bırakıyor geride anlatamam(biterken mi, siz de duydunuz mu biterken dedi). Bir de yüzde tebessüm (depresyon belirtileri bunlar)...
 
 İzleyin(başka işiniz yok mu sizin)!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder